Osmaniye
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    30.56
  • EURO
    32.84
  • ALTIN
    1982.3
  • BIST
    8757.66
  • BTC
    43248.04$

2023 PROJESİ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?

07 Eylül 2022, Çarşamba 09:38

Vermiş olduğum bilgileri, daha çok insanlarımızın bilgi sahibi olabilmesi için yazımı; arkadaşlarınızla paylaşır, diğer sitelere bi zahmet; taşır mısınız? TEŞEKKÜRLER!

            Kıymetli okurlarım:

            2023 Projesini bu yazımdan önceki yazılarımın bazılarında da kısa olarak izah etmiştim ama sizlerin doğruları ve gerçekleri, tarihi belgelerle kısmen de olsa, sizleri bilgilendirmek için karınca, kaderince misali anlatmaya, bilgilendirmeye çalışacağım. Çünkü insanlarımız iyi ve güzel olan her şeye layıktır. O halde layık ise gerçek, doğru ve güzel olan her şeyi öğrenmeye, bilmeye hakkı var ve muhtaçtır diyorum.

            Atalarımızdan süregelen, “ Her doğru her yerde söylenmez.” Diye tarihten bu yana, söylenerek gelen; adeta gelenek halini almış bir söz vardır. Hiç kimse kusura bakmasın. Ben bu söze öteden beri karşıyım ve muhalifim. Neden? Kardeşim neden muhalif olmayım ki? Doğru her yede ve her zaman doğrudur. Kişi her zaman mert, doğru ve adaletli olacak. Dobra, dobra olacak. Delikanlı ve her şeyden önce güvenilir bir şahsiyet olacak. Doğruların bu doğrultuda ve bu anlayış çerçevesinde her yerde söylenmesi ve yazılması lazımdır. İnanın bu sözünün tarihi kökeninden günümüze kadar araştırılsa ve incelenmesinde tarihimizde, dilimizde ve kültürümüzde mekân tutması; DIŞ GÜÇLERİN hiç şüphesiz rolünün çok büyük olduğu apaçık görülecektir. Doğru; toplumda da, kişilerde de devlette de, nerde olursa olsun, söylenmesi lazımdır. Çünkü Alla-u Teala Kur’an-ı Kerim’inin Bakara Sure-i Celilesi’nde,”Yazacağınız ve söyleyeceğiniz tüm konularda, Allah (CC)’dan başkasından, hiç korkmadan ve çekinmeden; yazın ve söyleyin!” Bakara 282. Ayet. Buyuruyor. O halde bizler doğruları neden söylemeyelim? Doğruları söylemekten neden çekinelim? Yoksa bir neden mi var? İşte o nedenin hakikati; dosdoğru söylenmesi lazımdır. Eğer; dosdoğru söylenmez ise Beka, Kızılelma, Milliyetçilik, Demokrasi, Laiklik, Vatan, Millet, Bayrak, Sakarya, Adalet vs. gibi kavramların SEVDASINDAN VE ANLAMINDAN BAHSEDEMEYİZ. Şu inceliği ve gerçeği de biliniz ki; içerisinde doğruların, gerçeklerin ve adaletin olmadığı bir şekilde alınan kararlar da sağlıksız; yani boş olur. Burada; bu görüşümü, bu düşüncemi teyit edici, doğrulayıcı ya da tespit edici olarak size; müsaadelerinizle iki örnek vermek istiyorum.

            Saygıdeğer okurlarım: Sizlerden çok özür dileyerek sizin fikir ve zekânıza ışık tutacak, varoluşunuza ve düşüncelerinize tercüman olması açısından, birkaç konuyu sizlerle önceden paylaşmak istiyorum. Hiç şüphesiz sizler bunları biliyorsunuz. Ama ben de bir defa daha, önemle paylaşmak istiyorum. Şöyle ki:

            15 Temmuz 2016 yılındaki Fetö terör örgütünün kanlı olayının altında; akıl almaz bir yığın ihmaller, meseleler, hain niyetleri gizlemeler ve alınan yanlış kararlar yatmaktadır.  

            Allah (CC) şükürler olsun ki; Elham dülüllah biz Müslüman bir toplumuz. Bir millet, hiç şüphesiz ayakta durması için dinine, diyanetine, örf – adet ve tarihine; iffet, şeref ve onuruna, kimliğine, toprağına, vatanına, bayrağına, devletine, kanunlarına, karakterine, şeceresine sahip çıkmakla olur. İnsan RÜŞTÜNÜ BİLMESİ LAZIM! Bu Milli ve Manevi değerlere sahip çıkma, hatta yeri geldiğinde bu değerler uğruna hiç çekinmeden canımızı vermeye, kanımızı heba etmeye (Vermeye), Şehit olmaya; evvel Allah (CC) hazırız. Buna hiç kimsenin şüphesi yok ama fikirlerin akışı ve kültürümüzün, inancımızın gelişmesi için tarihimizin ivme kazanması ve bilinmesi açısından, ihtiyacımızın var olmasının düşünülmesi lazım diye düşünüyorum. Yani Tarihimizi ve Dinimizi; hiç olmazsa en azından İlmihalimizi (Halimizin İlmini) mümkün olduğu kadar eksiksiz ve yerine getirmemizde hem bu dünyada hem de Huzur-u İlahi’de mükâfatı tartışılmaz diyorum. Bu değerlerimizi bilmeliyiz ki; huzur bulup mutlu olmalıyız. Tarihimizi mutlaka bilmemiz lazım. Eğer tarihimizi bilmez isek; tarihi yeniden, acı bir şekilde yaşarız; bilelim. Eğer Din-i vecibeleri bilmez isek, yerine getiremez isek; hüsrana uğrar, helak oluruz. Bunun da bilinmesini isterim. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’İN, Bedir Savaşı Zaferini hatırlayalım! Allah’ım bizleri ıslah eyleye, bizlere yardım eyleye, 15 Temmuzda ne yazık ki; 251 Şehit verdik. Onlara Allah (CC) gani, gani Rahmet eyleye. Türk ve Müslüman âlemine bir daha böyle bir olay yaşatmaması için Allah-u Teâlâ’ya niyaz ediyorum. Allah (CC) o günler gibi günleri, Müslüman Âlemine tekrar göstermeye, inşallah! Kardeşler arasında bazen, diğer kardeşlerin haberi olmadan kararlar alınıyor. Doğrumu? Hayır. O kardeşlerin aldığı kararlar sağlıklı değil de; öbürleri razı olmaz da, isyana kalkışırlar ise istenmeyen, tamiri zor nahoş olaylar vukuu bulur ise hoş olur mu? Hayır. O halde her şey doğru şeffaf ve adaletli olması lazımdır. Bence bu durum; her yerde, her zaman; kardeşlerde de, komşularda da ve hatta devlette de devletlerarasında da böyledir; böyle olması lazım, diye düşünüyorum. Bunu neden böyle kesin olarak söylüyorum. Buradan şuraya varmak istiyorum. Efendim; devlette ya da devletlerarası anlaşmalar gizli olacakmış, belli bir müddet sonra açıklanacakmış, açıklansın olsun ama peki o anlaşma milletin zararına olursa; milletin geleceği, BEKASI Tehlikeye düşerse, bu tehlikeyi kim göğüsleyecek? Atı alan Üsküdar’ı geçecek. Söz hakkın elinden gitmiş olacak. Tarihte bu tür kararlar olmamış mı? Olmuş. Olmamış ise; sağlıklı kararların bir tarafında anlaşılmayan, anlamsız bir cümlenin ya da ifadenin yanlış kullanımından, muallâk olmasından dolayı, devlet veya millet zarar görmüş, zaafa uğramamış mı? Uğramış. O halde her şeyin açık ve şeffaf olmasında fayda var diyorum. Örneğin SARIKAMIŞ VAHAMETİ! Ruhları Şad olsun! Televizyon Programının birinde (K) Sayın Abdullah Gül’ün; Cumhurbaşkanı aday adaylığı söz edilirken, Doğu Perincek,” Abdullah Gül, aday adayı olması için dönüp önce Türk Milleti’nden özür dilemesi lazım.” Diye konuştu. Acaba Doğu Perincek ne demek istedi? Bu söze karşı kim bir şeyler söyleyip, kafa yordu biliyor musunuz?    

 Vereceğim bilgileri, yazımı lütfen; dikkatli ve düşünerek; akıl çemberinden geçirerek okuyunuz ve başka sitelere taşıyınız: Bakınız;

            Vereceğim ve yazacağım (Yorum hariç) bilgiler ve Ayetler; Ömer Öngüt Hoca’mın

(Biz Küfrü Hoş Görenlerden Değiliz ile İslam Dini’ne ve vatanımıza İhanet Eden Hainlerin İçyüzü.), adlı eserlerinden alınmıştır. Geniş bir bilgi dağarcığına sahip olmak isteyen okuyucularım bu iki eseri alıp okuyabilirler.

            “Yazan; Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin! (Bakara: 282. Ayet.) Buyuruyor.”

            “Allah-u Teâlâ,”Allah katında din İslam’dır. (Al-i İmran:19. Ayet) Buyuruyor.”

            Ayet ve Hadis’leri bu bölümde yazmak istiyorum. Neden? Bana serzenişte bulunarak; aklınıza bu veya buna benzer birçok soru gelebilir ve hiç şüphesiz, haklı olarak sormak istersiniz. Bakınız; eğer biz, Müslüman isek ki; Müslüman’ız elhamdülillah! O halde hem dini vecibelerimizi; Farz’ımızı ve Sünnet’imizi bilmemiz lazım. Diğer taraftan hem de Türklüğümüzü, varoluş tarihimizi, Yüksek Türk Kültürümüzü mutlaka ve mutlaka bilerek; sinemize nakşetmemiz lazımdır. M. Kemal Atatürk, önemli ve çok anlamlı olan bu iki kavrama tarihte çok önem vermiş, Türk Milleti’ne de önermiştir. Bizim Din’imiz de CİHAT diye bir emir vardır. Cihat TEBLİĞ ile Kaim’dir. Yüce Din’imiz Tebliğ’i emreder. CİHAT dört şekildedir.” Parayla Cihat, mal ile Cihat, söz (anlatma) ile Cihat ve buğz ile Cihat. Bu sonuncusu; tebliğ ettiğin kişi ile konuşmamayı; küs, yaşamayı emreder ki; bu da iman’ın en zayıf yönüdür.”Diye buyuruyor.

            Bir diğer CİHAT var ki; Allah (CC) O’nu; başta Türk Milleti olmak üzere hiçbir milletin başına vermesin! Emin!.. Oda SAVAŞTIR.

            Saygıdeğer okurlarım; adı hoca efendi olan; Fetö Terör Örgütü’nün başı gizlenmese de herkes birbirine anlatsa, herkes birbirine tebliğ etse, anlatmalar dalga, dalga tartışılsa ve genişlese idi; 15 Temmuz kanlı olayı yaşanır mıydı hiç? Ama ne yazık ki; bazıları icraatlarını destekledi, kucaklayıp baş tacı yaptı; bazıları,” Pensilvanya’yı bırak, PKK terör örgütü kanununu çıkart, terörün kökünü kazıyalım, yanındayım.” Diye çağrı yaptı; kimse tınlamadı. Kimi medya ve siyasiler korkudan yazamadı, konuşamadı ya da az yazdı, az konuştu. Kimi zaten hiç yazamadı ve konuşamadı, kimi hapse atıldı. Kimi, bütün gerçekler ortadayken “KANDIRILDIM!” Dedi. Bilahare “ At izine; it izi, karıştı.” Dedi. Velhasıl, Bir curcuna süreç neticesinde; Türk Milleti;15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan 2016 tarihi’nde gece, kanlı Fetö Terör örgütü ile maalesef karşı karşıya geldi. Tırnak içinde söylüyorum, (Allah (CC) esirgesin,  nerde ise akıbetimiz Endülüs Devleti gibi olacaktı.) Herkesin o olaydan sonra aklı başına geldi ama atı alan Üsküdar’ı çoktaann… Geçmişti bile! Hatta önemli bir uyarıya (K) Sayın Cumhurbaşkanı,” Birileri kalkmış kendi aklınca bize akıl veriyor. Bizim aklımız bize yeter. Sen o aklını başkasına sakla.” Diye cevaben cevap veriyordu. O halde Din’imizin vecibelerini ve Kültürümüzü, Tarihimizi öğrenmemiz, bilmemiz lazımdır. Bu en büyük görevlerimizden biridir. Okuyup – araştırıp öğrenmediğimizden dolayıdır ki; bütün belalar; başımıza geliyor. Oysaki Allah (CC), yaşadığımız müddetçe, cehaletimizden dolayı bizi hiç şüphesiz İlahi huzurda sorguya çekecektir. Şimdi gelelim 2023 Hain Projenin Önemine. Ancak bu projenin anlamından ve özünden, özelliğinden bahsetmeden önce sizlere bu projenin niçin, nasıl ve kimin kurduğu, amaçlarının ne olduğu; açığa, yani gün ışığına kimin çıkardığı, nasıl çıkardığı hususunda kısa, kısa bilgi vermek istiyorum. Evet; işte 2023 PROJESİ!

            2023 Projesi ile ilgili vereceğim tüm bilgiler Banu Avar Hoca’nın,” Kaçın Demokrasi Geliyor.” Adlı eserindendir. Daha çok bilgiye sahip olmak isteyen okurlarım; bu eseri alıp okuyabilirler.

            2023 Projesi’ni Hallahmi ve Odet Yunon adında iki Yahudi 1919 tarihinde kurarak; yüzyıllık bir proje olduğu için sonuç tarihine de; doğal olarak 2023 Projesi diye gerçekleştiriyor ve kararlaştırıyorlar. Kiminle? Amerika ve İsrail iş birliği ile! Bu proje İsrail arşivlerinde YILLARCA GİZLİ OLARAK SAKLANIYOR. Bunu Amerika biliyor ve gizli tutuyordu. Çünkü başta Ortadoğu olmak üzere kendilerince; dünyaya şekil vermek, şekillendirmek ve DIZAYN etmek içindi. Onun içindir ki, Küresel Güçler; “ Birinci Bin Yılda Amerika ve İngiltere’yi; İkici Bin Yılda Afrika’yı; Üçüncü Bin Yılda ise; Ortadoğu; Ortadoğu Coğrafyası ve Ortadoğu Coğrafyası’nda Bulunan, başta Türkiye ile İran’ı dizayn (Köleleştireceğiz, sömürgeleştireceğiz. İşte o zaman dünya bizim milat yılımız; İstanbul ise BAŞKENTİMİZ olacak.” Diyorlar. Yani dünyaya hâkim olmak istiyorlar. Bence; uzun sözün kısası KAŞINIYORLAR ama Allah (CC) Büyük. Mevla ne eylerse güzel eyler!

            Medyacı – gazeteci Banu Avar hanımefendi 2023 Projesi ve bunun gibi birçok projeyi gün ışığına çıkarmak için İsrail’e gider. Bu Hanımefendiyi, Görevliler; sınırdan içeriye almazlar. Banu Hanım; geri döner; kılık değiştirerek, tedbiri kıyafet olarak (Onlara benzeme.) geri döner ve sınıra gelir. Görevlilerin hoşuna gider veya tanımazlar içeriye buyur ederler. Banu Hanım ondan sonra; İsrail Arşivlerine girer ve 2023 PROJESİ ile birlikte bir kısım belgeleri de yanına alarak çıkar. Türkiye’ye geldikten sonra,” Kaçın Demokrasi Geliyor.” Adlı kitabında bu belgeyi yayınlar. Yani Küresel Güçlerin, başta da Amerika’nın Ortadoğu’daki hesabı fiili olarak; Hallahmi ve Odet Yinon adındaki iki Yahudi tarafından 1919 Tarihinde, başlatılıyor; sonunu da 2023 Projesi, (Yüz yıllık proje) olarak belirliyorlar. Alınan kararların bazıları şöyle:” Ortadoğu’da ve dünyada bulunan 33 Türk ve Müslüman devletlerin tümü asimile (Yok) edilecek. Dışarıdan müdahale ile halledilemez ise; çeşitli proje ve planlarla içerden halledilecektir.” Diyorlar. İşte şu anda ki Amerikan’ın PKK’ya destek vermesi, lojistik ve tecisatla güç sağlaması; 2023 Projesi’nin gereği diye düşünüyorum. Tahminim, böyle karar almaları; İtalyan Kuramcısı, Makyawel’in beş yüz yıl önce,” Türkleri dışarıdan kuşatmayınız. Gözünüze heybetli gözükür. Topu, tüfeği bırakır; gerisin geriye, bangır, bangır bağırarak kaçarsınız! Türkleri, içeriden kuşatınız. Onun da aleti TERÖRDÜR!” Diyor. İşte ben diyorum ki; PKK, diğer terör örgütleri ve türevlerini; içimizdeki misyonerleri, ajanları, mafya ve çeteler ile aklınıza ne gelirse; sırf Müslüman Türk ve Müslüman devletleri içerden karıştırmak, zayıf düşürmek için içimize, fitne – fesat sokarak; onlara destek vererek, bizi yok etmek istiyorlar. Lütfen, uyanık OLALIM! Endişelerim var. Öyle tahmin ediyorum ki; 2023 Genel Seçimini veya öncesini ya da “ Olmadı, yapamadık.” Diye, karışıklık çıkartmak isteyecekler.” Fırsat vermeyelim. Ecdadımızın kemiklerini sızlatıp, onlara yazık etmeyelim. Sonya’yı güldürüp, Zöhre, Medine, Ayşe ve Fatma vs. bacılarımızı, analarımızı ağlatmayalım. N’olur! Lütfen!

            İsim vermeyeceğim. Bana tarihçi arkadaşımın biri bir gün telefon ediyor ve” Yahu sen bu belgeleri, bilgileri nereden alıyorsun; ben tarihte böyle bir belge de bilgi de görmedim de rastlamadım da.” Diyor. Ben de, arkadaşı kırmadan, üzmeden ara, ara bulursun, dedim. Saygıdeğer okurlarım görüyorsunuz. Bizim için bu durum yani araştırmamak, okumamak, bilmemek ve öğrenmemek ne acı değil mi? Elin adamı bizi dünyadan silmek ve asimile (Yok etmek) etmek için kılı kırk yarıyor; bin bir çeşit proje, plan yapıyor ama biz; hiç kusura bakmayın, kendi kendimizi tanımıyoruz. Tarihimizi, Kültürümüzü, Ecdadımızı, Özelliğimizi ve Karakterimizi bilmiyoruz! HEYHAAAT! Vay halimize! Yabancılar, bizim bütün özelliklerimizi keşfetmişler, örenmişler ama biz kendimizi öğrenip, tanıyamamışız maalesef! Düşmanlar herhalde, bizimle savaşmaktan korktukları içindir ki; bizimle savaşmayıp, bizi içerden yıkmak istiyor. Yukarda ki Milli ve Manevi değerleri bilmediğimiz için de düşmanlar; içimizden kendilerine hain yandaş bulmakta zorlanmıyorlar bile!

            Öyle diyor Hasip Sarıgöz;” Türk’ün Karakteri’nin Deşifresi.” Adlı eserinde;” Türkler, savaşmayı savaş sayarlar; hastalanıp yatakta ölmekten ise utanç duyarlar!” Diyor. Bir başka yabancı bilim adamı herhalde; Türklerin tarihte ki azametinden korkmuş olması lazım ki;” Cenab-ı Mevla Ben’im emirlerimi uygulamayanlara; emirlerimi uygulattırsın diye Türkleri, kırbaç olarak göndermiştir.” Diyor. Şunlara bir bakar mısınız? Birazcık düşünelim ve sonra da mutlaka kendi kendimizi YARGILAYALIM, Diyorum. Şu belgelere bakar mısınız?

            8 Eylül 1920, The New York Timesi’nin Manşeti:

            “ Mustafa Kemal’in işleri iyi gitmiyor. Milliyetçi ordu moral çöküntüsü içinde. Avrupa’dan süpürülen Türklerin, dünya siyaset sahnesinden de bir daha dönmemek üzere gitmeleri dileğimizdir.” Diyor. Kaynak,” Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, Cilt; 3, Sayfa; 205” İngiliz Time Dergisi, 24 Mart 1923, “ Avrupalıların, “ Türkler cehenneme layıktır.” Sözünü, “ Türkiye Türklerindir.” Deyimine dönüştüren insan M. Kemal’dir ve bu deyim O’nun politikasında temel ilke olmuştur. (Selahattin Çiller, Atatürk için Diyorlar ki, S. 50). Alman Brewink,” Türk adını dünyadan silmek gerekir.” Diyor. Saygıdeğer okurlarım: Malumunuz; bu ve bunlar gibi binlerce hain belgeleri buraya yazmak mümkün değil. Ancak elin adamı, aleyhimizde her gün her saniye harıl, harıl boş durmayıp çalışırken ve bizi dünyadan silmek isterken biz ise ne yapıyoruz acaba? Ufak bir rüzgârda, küçük bir çıkar, söz konusu olduğunda hemen abanıyor, (Atlıyor.), düşüyor, koşuyoruz. Sözünün muhatabı acaba içimizde ki muhatabı yüzde kaçtır. Bir tahmin yapar mısınız?

            Yazımı fazla uzatmak istemiyorum. Ancak buradan SİYASİLERE BİR ÇAĞRI YAPMAK İSTİYORUM. Malumunuz, önümüzde 2023 Seçimi var. Bu seçim, 2023 Projesi’ne denk gelmekte ve çok, çok önemlidir. Bu seçim dünya konjöktürü bakımından da çok önemlidir. Aman haa… Akıl vermek olarak algılanmasını istemem. Onun için diyorum ki; Küresel Güçlere ve onların güvendiği 2023 Projelerinin İNADINA; bir zamanlar Prusya’daki siyasiler gibi siz de lütfen; bir birliktelik örneği sergiler, gidişata hem milletimiz adına ve hem de geleceğimiz adına kenetleşir, düşmanları şaşkına döndürür, hayretlere düşürürseniz; inanın, büyük bir Bayram yaşamış olacağız. 2023 Projesi çok önemli olup; bizim ya da insanlık adına var veya yok olma mücadelesinin günü olacaktır. Onun için yeri gelmişken buradan:

            Geçlerimize ise şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum. GENÇLER SİZİ SEVİYORUZ! Ecdat yadigârı bu Vatan, bu Bayrak, bu NAMUS siz saygıdeğer gençlerimize EMANETTİR! Emanetler sizin de bildiğiniz gibi GEREĞİ GİBİ KORUNMALI! Sizlere güveniyoruz. M. Akif Hocamın buyurduğu gibi ikiliğe düşmeden; şu parti, bu parti; şu fikir bu fikir demeden Allah (CC) Rızası için önümüzdeki seçimde KENETLEŞİNİZ! Biliyorum; nerede diyecekseniz? Nerede Milli ve Manevi değerlere sahip çıkılıyorsa, orada. Ancak, ayrılığa ve kaprislere düşmeden. Akıllı olarak.” Çakalların meydandaki ya da pistteki dansları; aslanların meydana veya piste çıkana kadardır.” Diye bir söz vardır. Bende haydin GENÇLER! İç ve dış düşmanlar meydanı ya da piste çıkıp gündemi meşgul etmesin! Eğer çıkmışlar ise de, siz çıkınca; meydanı veya pisti terk edeceklerdir. İnşa Allah! Buna eminim. SİZLER, zaten sağduyulusunuz ama bu defa daha, daha da sağduyulu olun, kenetleşerek birliktelik sergileyin. Birlik olun! Size bu Millet’in, bu Vatan’ın, bu Bayrağın ihtiyacı var! Size İSTİRHAM EDİYORUM. Yurdumuza, Bayrağımıza İffetimize ve bacılarımıza BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM! N’OLUR.

Bir başka yazıda buluşmak üzere; kalın sağlıcakla.

 

Hamza Eser

Araş. / Yaz. 0535 214 1515 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum