Osmaniye
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    30.56
  • EURO
    32.84
  • ALTIN
    1982.3
  • BIST
    8757.66
  • BTC
    43248.04$

HAİN PLAN; ORTADOĞU PROJESİ

17 Mart 2022, Perşembe 14:15

Planlardan, Projelerden ve Stratejilerden bahsetmezden önce siz saygıdeğer okurlarıma; Nobel Ödülü Alan ve bir İLİM, BİLİM ADAMI olan, Sayın Aziz SANCAR Hocamın üzerinde çok düşünmemiz gereken; güzel bir sözünü, sizinle paylaşmak istiyorum.

            Sayın Aziz Sancar Hocam,” Ukrayna’da insanlık ölüyor.” Deniyor. Doğru ama eksik, çünkü o insanlık; Afrika’da aç bırakılmış, Bosna’da tecavüze uğramış, Doğu Türkistan’da unutulmuş, Filistin’de terk edilmiş, Çeçenistan’da görmezden gelinmiş, Hocalı’da duyulmamış, Irak’ta aldatılmış, Myanmar’da yakılmıştı.” Diyor. Yanlış mı söylemiş? Hayır. Doğru söylemiş. Bence eksik bile söylemiş. Kutluyorum!

            Bu olaylara seyirci kalan. Başta Arap devletleri olmak üzere; nerede o Küresel güçler? Nerede o insanlık? Nerede o hümanistler? Nerede insan haklarından bahseden sözde vicdanlılar? Nerede o sosyal demokratlar, o Müslümanlar nerede; nerede onlar? Yazıklar olsun! Mazlumlar katledilirken, öksüzlerin, kimsesizlerin canice karınları deşilirken nerede o eşraf-ı mahlûkat? Nerede o insan-i beşer, nerde? Yazıklar olsun! Dünya ve dünya insanları hakikatleri ve gerçekleri görmezden gelen âlem-i insan, bilmem nereye eviriliyor acaba, nereye?

            Daha hala Yanan Fitne Ateşini neden görmüyoruz, neden? Düşürüldüğümüz ve düşürülmek istenilen o hain tuzakları ve kumpasları hala daha neden görmüyoruz neden? Bize bu kadar gaflet, bu kadar uyku az mı geliyor acaba? Yoksa Afrikalılar sömürgeleştirilirken, gözlerini yumdukları gibi biz de gözlerimizi kapatarak, ağzımızı mı AÇIYORUZ? Ne yapıyoruz, uyumakla ne yapmak istiyoruz? Bilmiyorum!

            Genel çerçeveye şöyle bir bakalım: Bugün tarih, 8 Mart 2022; Rus – Ukrayna savaşının 13. günü. Aslında asıl huzursuzluk, Dombass rahatsızlığı ya da Doğu Ukrayna Krizi, Rusya destekli Novorossiya Federal Devleti ile Ukrayna Silahlı Kuvvetleri arasında 6 Nisan 2014’ten beri Protestolar, karşılıklı çatışma ve ayrılık yaşanarak, bu zamana kadar gelmiş durumdadır. Bunun daha öncesi de vardır. Yani Ukrayna içerisindeki Bir kısım Eyalet vari grupların, Bağımsızlık mücadelesi olarak tezahürler, tezatlar günümüze kadar gelerek; Savaş boyutuna girmiştir. Bu duruma paralel olarak; ABD’nin Ukrayna’yı NATO’ya ÜYE ETME ÇABALARI; Rusya’nın da STRATEJİK AÇISINDAN VE BÖLGENİN ÜZERİNDEKİ HASSASİYETİNİN TEHLİKEYE DÜŞECEĞİNDEN DOLAYI; Rusya tarafından, doğal olarak sakıncalı bularak; Ukrayna’ya karşı Savaş başlatmıştır. Aslında asıl hata bence, ABD’nin Ukrayna’ya NATO teklifinde ısrarlı oluşudur. Burada şu soruya özellikle dikkatinizi çekmek isterim. 1950 yılından bu yana, NATO neyi çözmüştür? Üyelerine ne şekil bir açıdan bakmıştır? Üyelerine hangi yüzle bakmış, nasıl bir iyimser, olumlu bir düzlük yaşatmış? Nasıl bir güzellik bahşetmiştir, NATO’ya üye olmayan diğer dünya devletlerine nasıl bir insancıl yaklaşımlarda bulunmuştur, söyler mi siniz? Dünya devletlerine her zaman ETNİK anlamda bakmış ve o şekilde yaklaşımda bulunmuştur. Bilhassa üyelerinde Müslüman devlet olarak Türkiye’yi yıllarca oyalayarak AB topluluğuna almamıştır. “ Ha… AB’ye yoksa sende mi tarafsın?” Diye sorabilirsiniz. Hayır, taraf değilim. Dahası var. “ Burası bir Hıristiyan Kulübü, Müslümanlar kabul edilemez” diyecek kadar, yüzsüzleşmişlerdir. Daha bitmedi.

            Hain terör örgütü PKK ve daha birçok değişik hain örgütleri eğitip, eğitip en modern silahlarla donatıp utanmadan, sıkılmadan ŞEREFLİ MEHMETÇİĞE SİLAH SIKTIRARAK, TOP ATEŞİNE TUTTURARAK ŞEHİT ETTİRECEKSİN; sonra da kalkıp NATO üyeliğinden bahsedeceksiniz değil mi? Utanın be utanın! Senin hangi yüzüne inanmalı! Sende bir yüz yok ki; birçok yüzsüz, kara yüzün var. Hani; hani o anlaşma MADDELERİN Hani? Belgelere göre dünyanın en büyük PKK kampı İsveç Devleti’nde olduğunu bilmiyor musun? O nu da herhalde NATO’ya, AB’ye en kısa zamanda üye yapacaksın; buna eminim. Çünkü dünyada el atmadığın, ayak basmadığın ve karıştırmadığın yer herhalde kalmadı gibi bir şey. Sonra da; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne AHKÂM keseceksin değil mi? Bence NATO özelliğini kaybetmiştir; yeniden GÜNCELLENMESİ yapılması gerekmektedir.

            Türkiye Cumhuriyeti Devleti NATO, Birleşmiş Devletler vs. gibi daha ne kadar anlaşma var ise aslında şu saatten sonra bence, tekrar bir daha; gözden geçirmesi lazım diye düşünüyorum. Çünkü 17 – 25 olaylarında, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde, 28 Şubat darbesinde senin elinin olduğunu biliyoruz. Dahası var. Türkiye’nin, PKK’ya tahsis (vermek üzere) etmek üzere hazırlanan sözde Kürdistan haritası senin askeri kışlayın bürosunda asılı olarak bulunmadı mı? Bu nasıl bir üyelik? Doğrusu, bunu da anlamış değilim. Yetmedi, dahası var. 27 Mayıs 1960 İhtilali’nde de mutlaka parmağın var diye düşünüyorum. Sana şunu demek istiyorum. Türk Devleti, Türk Milleti ve Türklerle, STRATEJİK olarak ne sen, ne de diğer devletler, asla Türk’ün hassasiyetini test etmeye kalkışmasın! Dünyanın kuruluşunu baz alırsak eğer; Türkler ve Araplardan başka köklü ne siz; ne de diğer devletler vardı. Bu iki milletten başka hiç kimse yoktu. Çanakkale’deki o yedi devletin gerisin geriye kaçışını hatırlatmak isterim. Gücüne güvenerek hesap yapıyorsan eğer; unutma ki; Allah (CC) da elbet bir hesabı vardır inşa Allah!

   Saygıdeğer okurlarım.

            Aslında daha önce de verdiğim 2023 Ortadoğu Projesi Amerika haberli GİZLİ BELGE, İsrail’de saklıdır. Aslında, Ortadoğu’da başta Türkiye ve İran’ın başına bela olacak olan Savaş; Rus – Ukrayna Savaşı’na dönüşmüştür. Allah (CC) esirgesin; bence her nedense, Ortadoğu Savaşı yol kazasına uğramıştır diye düşünüyorum. Eğer durum böyle giderse, ya da bir müddet sonra korkarım; Üçüncü Dünya Savaşı patlayacaktır. Allah (CC) sonumuzu hayır eyleye ama dikkatli olalım diye, düşünüyorum. Yeri gelmişken söylemek istiyorum. Bakınız: Hasip Sarıgöz Hocam,” Türk’ün Karakterinin Deşifresi” adlı kitabında;

            Orta Asya steplerinden Balkanlar’a, Sibirya’dan Kırım’a, Kafkasya’dan Afrika’ya, Anadolu’dan Hindistan’a, Ortadoğu’ya ve Mezopotamya’ya, hatta ve hatta MU Kıtası’na kadar kök salmış kadim ve kadim olduğu kadar, taşıdığı çok değerli karakter özelliklerinin yanı sıra, bazı zayıf karakter özelliklerine de sahip, ama hiç de sıradan olmayan, özel ve büyük bir millet olduğumuzu, dünyadaki bütün büyük olaylarda etkin olarak rol aldığımızı, adeta dünya tarihini bizim şekillendirdiğimizi, tarihten TÜRK sözcüğünün çıkarılması halinde; tarih diye bir şeyin kalmayacağını, biliyor musunuz? Diyor. Ve devam ediyor, “ Bilemezseniz, bilmediğiniz yolda gidersiniz. Öngöremezseniz, engelleyemezsiniz.” Diyor. Onun için ABD’ye ve dünya devletlerine diyorum ki; bazı şeyleri göremiyor sunuz mu? Nasrettin Hoca’nın,” Vay be! Bütün kavga – dövüş bizim yorgan içinmiş.” Dediği gibi; bu savaş ve benzeri savaşlar çok gizli veya açık olarak dünyanın neresinde olursa olsun, Müslüman ve

Müslüman Türk Devleti’ni; Türk Devletlerini yok etme, hatta Türk adını dünyadan silmeyi; silebilmeyi amaçlamaktadırlar. UYARIYORUM! Bu Küresel Güçler ya tarihlerini bilmiyor ya da Türk ve Müslüman devletlere karşı gücümüzü, bir daha deneyelim diye herhalde; güçlerini Türkler üzerinde denemeye, TEST ETMEYE kalkışıyorlar. Eğer öyle ise onlara şimdiden söylüyorum. Unutmayınız ki; büyük yanılgı içindesiniz. Kendi aleyhinize karşı; çok büyük bir tezgâh içerisindesiniz, diyorum.

            Sizin, Türkler ve Müslümanlar üzerine kurduğunuz HAİN TUZAK VE TUZAKLARIN içerisinde cayır, cayır yanarsınız, BİLESİNİZ! Tarih ve tarihler boyu da böyle olmuştur. Tarihi belgeler bu durumun böyle olduğunu göstermekte ve İSPATLAMAKTADIR! Ben şahsen AKLINIZI BAŞINIZA TOPLAYIN. TÜRKLERLE KARŞI, KARŞIYA GELMEKTEN SAKININ VE ATEŞLE OYNAMAMANIZI, TAVSİYE EDİYORUM. Hangi yoldan, ne çeşit olursa olsun; Türk’ün, hassasiyetini, GENİNİ TEST ETMEKTEN KESİNLİKLE UZAK DURUNUZ DİYORUM! Aynı tavsiyem; içimizdeki İHANETÇİLERRE DE GEÇERLİDİR.

Türkler, savaştıkları düşmanlarını ve aldıkları esirlerin de, yaralarını severek, acıyarak saran, TEDAVİ eden; etmesini bilen YÜKSEK KARATERLİ bir Millettir. Türk’ün bu özelliğini de bilmenizi isterim. Türkler, sizin gibi katliamcı, kışkırtıcı ve aldıkları esirleri acımasızca, hunharca öldüren, karaktersiz ve kalitesiz bir millet değildir. Bakınız; Hasip Sarıgöz, ( Türk’ün Karakterinin Deşifresi ) adlı eserinde; Lort Byron,” Kılıcı eşsiz bir maharetle kullanan Türk eli, mağlup ettiği insanların yarasını sarmakta da bir o kadar ustadırlar.” Diyor.

Hünkâr Hacı Bektaşi Veli,” Türk Milleti, cihana hâkim yaratılmıştır.” Ve” Bu yurtta Türkçe konuş, Türkçe sev ve Türkçe yakar ( Yalvar) Diyerek, (700 sene önceki bu Türk büyüğü, o noktadan; bu günü görebilmiştir.) Diğer taraftan;

Ünlü Yazar Mehmet Şerif Fırat,” Türküz, Türkçe konuşacağız. Türk Cumhuriyeti ve Türk Yurdunun savunması için ovasında saban işletecek, dağlarında yeleli aslanlar gibi yurdumuza saldıranlarla dövüşerek, ya şehit ya da gazi olacağız.” Diyor.

Atatürk,” Dünya yüzünde Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.” Diyor.

            Yine Türk’ün Karakterinin Deşifresi adlı kitabında; Ünlü Fransız İmparatoru Napolyon Bonaparte Türkler hakkında;” İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır. Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayı Türkler, öldürülebilir, lakin MAĞLUP EDİLEMEZLER.” Diyor.

 Yine aynı kitabın 474. Sayfasında şöyle yazmaktadır; 1967 yılında Paris’te düzenlenen Dünya Yahudi Kongresi’nin zabıtları arasında bulunan bir belgedeki kayıtlara göre bir delegenin,” Evet bugün bağımsız bir devletimiz var ama mesut muyuz? Osmanlı’nın devrindeki gibi huzurlu muyuz? Samimiyetle ve hepinizin içinden geçenleri dile getirdiğime inanarak söylüyorum ki; HAYIR! Bizim bu dünyada huzurlu ve emniyetli yaşamamız, Osmanlı’yı yeniden kurmaya bağlıdır!” Diyor. Yazımın daha önceki bölümlerinde yazdım ama belleklerde (Akıllarda) kalması için şu gerçeği bir daha yazmak istiyorum.

Fransız Türkolog Jean – Paul Roux, “ Kürtlerle Türklerin arasında pek çok nedenden ötürü bir uçurum yoktur. Bu iki ulus binlerce yıldır bir arada yaşmaktadır. Kürtlerin gönderme yapabilecekleri bir tarihleri, devletleri ya da tamamen Kürt unsurlardan oluşan bir kültürleri yoktur. Kürt boylarından bazıları bir biçimde Kürtleşmiş eski Türkmen topluluklarıdır. Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim kadrolarında en üst seviyelere kadar yükselmişlerdir.” Diyor.

Gerçekten bugün dünyaya ve dünya insanlık tarihine baktığımız zaman her yer, her devlet ve dünya coğrafyası; bir kargaşa, eziyet, çile, savaş, ekonomi ve huzursuzluk yükü altında EZİLMEKTE, kırım, kırım kıvranmaktadır. Bazı yabancı bilim adamları, devlet adamları, yazarlar, çizerler; özellikle İTİRAF EDİYORLAR VE” Biz, Osmanlı’ya çok kötülük ettik. Bizi, Osmanlı’nın VEVABALI tutuyor ve intizarı iflah etmiyor.” Diyorlar. Tıpkı yukarıda bahsettiğimiz; Paris’te düzenlenen dünya Yahudi Kongresi’ndeki o delegenin İTİRAF ETTİĞİ gibi.

Düşünün bir daha iyi düşünün! 1950’lili yıllarda devlet olma hakkını verdiğimiz, İsrail’in; zavallı Filistinlilere çektirdiği çilelere, uyguladıkları insanlık dışı işkencelere bakın ve bir daha düşünün! O gariban Filistinlilerin o günkü sahip oldukları vatan topraklarına bakın; bir de, bugünkü vatan topraklarının kilometre karesine bakın da bir daha düşünün! Dahası var! 24 Nisan 2004 yılı, Annan Planı doğrultusunda diyelim. AB Referandum oylamasında; Rum kesimi oy vermediği ve Türk kesiminin ise yüzde 65 oy kullandığı halde birliğe alınmamıştır. Bence bu davranış, devletlerarası bir insanlık suçu ve STRATEJİK ASİMİLEDİR. Kim ne derse desin! Hala şu gün olmuş Avrupa ve Küresel güçler daha ZULME DOYMAYIP, giderayak da çok şımarmışlardır! Bizim bir değil, bin defa düşünmemiz lazımdır!

Enine, boyuna şöyle bir düşünüyor ve diyorum ki; vay be! Dünya devletleri, milletleri ya da insanları; Bolşevik, Menşevik, ( Çoğunluktan yana anlamına gelen Rusça bir kelimedir ve 19O3 yılında Lenin yanlısı çoğunluk.), Marksist, Kapitalist, görüşte olan devlet ve ideolojilerin elinde ya da arasında maalesef; oyuncak olmuşlar ve hatta ezilmişler, ya da ASİMİLE (Yok ) olmuşlardır.

 Soruyorum! Peki, nerde o insan hakları dedikleri HAK! Nerede o HAKK’I düşünen devletler. O devletleri dünyanın neresinde buluruz acaba söyler misiniz?

Bugün hala, iğrenç PKK sorununu görmeyip; SİYASİ RANT UĞRUNA, kökten akraba, soydaş, kardeş olduğumuz, kardeşler arasına nifak sokarak; ayrımcılık yapanlar bu insanların vicdanlarına ne cevap verecekler acaba? Buradan Kürtlerin, Türk olduğu etnik kökenlerini bilmeden; siyasi Rant uğruna, Türkiye’de Kürt sorunu var diyenlere BU MİLLET NE CEVAP VERECEK ACABA? Diyorum! Türkiye’de Kürt sorunu yok fakat Amerika YÖNLENDİRMELİ, Kandil kaldıraçlı ve CIA beslemeli PKK sorununun olduğunu biliyoruz.

HERKES, AKLINI BAŞINA ALSIN DİYORUM!

 Onlara da diyorum ki; aman ha korkmayın, aynı ısrara devam edin! Aman haa…” Yok, biz şöyle demek istemiştik; böyle demek istemiştik. Yok, efendim, yanlış anlaşıldık ya da dilimiz sürçtü,” Vs. gibi savunmaya kalkışmayın, size tavsiyem; yola devam! Ama çamura da çökmemeye, dikkat edin! Aman ha… Aman!

            Savaş, korkunç ve büyük bir ZİLLETTİR!

            Bakınız, Hünkâr Hacı Bektaşi-i, Veli,” Alınmayacak eşyayı, satma!” Diyor ve “Ekmek yediğin sofraya, bıçak saplama.” Diye de bizim bir atasözümüz vardır. O halde bizim akıllı olarak, çok düşünmemiz gerekmektedir. PKK’yı,” Yahudi İdeolojisinin gerçekleşmesi için Ortadoğu’yu tamamen parçalayıp “Nil’den Fırat’a kadar” Büyük İsrail’i yaratma emelleri dünya terörünü yaratmıştır. Büyük Ermenistan devleti stratejisi de bölgede KARGAŞAYI doğurmuştur. Yahudi İdeolojisi’nin çıkardığı Yeni Dünya Düzenini anlamadan hizmetkâr olarak çalışmak; Bize bildiğimiz bir sözü hatırlatmaktadır.” Diyor. Turgay ŞIK,”DUBLAJ” adlı kitabında. Peki, bu ne anlama gelmektedir; müsaadenizle ona da bir bakalım. Orijinali olmayıp, değiştirilmiş TEVRATTA TANRI, ( Allah ( CC ) Tarafından; Yahudilere VADEDİLEN TOPRAKLAR. Bunun adı, ARZ-U MEVUT’TUR.

            Peki, Arz-u Mevut denen bu topraklar nerde ve sınırları nerelerdir? İşte, Nil’den Fırat’a kadar dendiği yer burası olmakla beraber; şimdiki Yeni Dünya Düzeni dedikleri sır; burası ve daha geniş alanları kapladığı gibi devletlerin sınırlarının değişmesi, içyapısının ve yaşama kurallarının bile, biçim değiştirmesi, idare şeklinin; örf – adet vs. gibi aklınıza ne gelirse gelsin değişikliğe uğraması ya da köleliktir; kim bilir? Demektir. Yani tabiri caizse; Yeni Dünya Düzencilerinin kısaca; eğer güçleri yeterse, bizi, dünyayı, kanunları, coğrafyayı vs. bir kuşa benzetmeleridir. Bu düzeni gerçekleştirmek için bilinen terör örgütlerinden başka adı - sanı duyulmadık çeşitli terör ögütleri plan - programlar ve stratejiler devreye konur. Toprakları ise; Nil –Fırat tan başlar ve Mezopotamya, sınır olarak, Hatay, Osmaniye’den tutun; K. Maraş ve Gaziantep’i de içine alarak; Güneydoğu ve Doğu Anadolu BÖLGESİNİ kapsar. İşte onun içindir ki; terörist yetiştirirler kışkıştırlar. Güçlü olan devletler, az gelişmiş ya da gelişmemiş devletleri sömürmek için adeta sıraya girerler. Hatta menfaatleri icabı gerekirse savaşırlar da. Tabiî ki ajanlar, Masonlar, Misyonerler. Hatta kiliseler fahri olarak görevlidir.

            Önceki yazılarımda bu ve bu konularla ilgili BİRÇOK BELGELERİ vermiştim.

           Korkarım Ahir – zamandayız. Ne dersiniz!

            Rus – Ukrayna savaşının sonucundan endişeliyim. Bugün, 13 Mart 2023 Pazar. Güçlü vuruyor, Güçsüz ölüyor, dünya ise BAKIYOR!

            Buradan; bizi barbarlıkla, ırkçılıkla suçlayan o densizlere şu soruyu hassaten sormak itiyorum. Be densizler; be kendini bilmezler; sizin karakterinizi ne sanıyorsunuz? Dünya Tarihi’n de nereye ayakbastıysanız; orayı tahriş ederek yaraladınız. Hatta acımadan, çoluk çocuk, kadın – erkek; genç – yaşlı demeden katlederek hunharca öldürdünüz. Biliyor musunuz? Sizin o açtığınız yaraların bile; Türklerin sardığı BELGELERİ görmediniz mi? Yine sizin “Türkler soy kırım yaptı.” dediğiniz o yüksek seciyeli, karakterli Türkler; Soy Kırım yapsaydı eğer; şu anda bugün siz ya da başka ırk ve milletler; şimdi yaşıyor olurmuydu? Söyler mi siniz? Nerede yalancı itirafçı varsa eğer; Allah’ından bulsun. Hiçbir yere bakmadan tarihinize bakın, diyorum.

            Bir başka memleket meselesi olan; başka bir önemli konuda buluşmak üzere; kalın sağlıcakla.

 

            Hamza Eser  0535 214 15 15

      Araştırmacı / Yazar Tarihci

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum