Osmaniye
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    30.56
  • EURO
    32.84
  • ALTIN
    1982.3
  • BIST
    8757.66
  • BTC
    43248.04$

ONLAR; BUNLARI, BİLMİ YORLAR:

01 Ağustos 2022, Pazartesi 09:43

Daha çok insanlarımızın, daha çok bilgi sahibi olması için: Lütfen, bir hizmet olarak; bu bilgileri başka sitelere atar mısınız? Taşır mısınız? Arkadaşlarınız ile paylaşır mısınız? Şimdiden TEŞEKKÜRLER. Ayrıca, bu vesileyle;

  Tüm Müslüman âleminin, Mübarek Kurban Bayramlarını canı gönülden kutluyor; Türk İslam Âlemi’ne hayırlar getirmesini Allah (CC) niyaz ediyorum.

Bu başlıktaki anlamın ne anlama geldiğini, yazımın ilerleyen bölümlerinde yazacağım ama maalesef, şu önemli konuyu burada sizinle paylaşmadan edemeyeceğim.

   Akşam bakıyoruz dünya başka, sabah bakıyoruz dünya daha da bambaşka, durum arz ediyor. Dünya süreci hız kesmeden son sürat devam ediyor. Dünyanın gündemi her saat, her gün baş döndürücü bir şekilde devam ediyor ve olaylar çok karmaşık olarak, tahmin edilmeyecek şekilde bir yerlere evriliyor, (gidiyor.) O zaman, kendi kendimize şu önemli soruları sormak lazım değil mi? Birey ve tolum olarak biz bu akıl almaz kargaşanın neresindeyiz? Ya da neresinde olmamız lazım? Bu konuda görevimiz nedir ve ne yapmamız gerekir? Bize düşen görev nedir? Biliyor veya bilmiyor muyuz? Suçu başkalarının üstüne atmaktansa dönüp mutlaka kendi kendimizi yargılamamız lazımdır diye düşünüyorum.  Kısaca bizim konumumuz nedir? Milli ve Manevi Değerlerimizi biliyor ve gereğini yapıyor muyuz veya gereğini yerine getirerek, yaşaya biliyor muyuz? İstenilen doneleri (şartları) yapabiliyor muyuz? Tarihimizi, Din’imizi, Ecdadımızı tanıyor ve biliyor muyuz? Ya da bu değerlere ne kadar vakıfız? Söyler misiniz? Hemen şöyleyim. BİLENLER İÇİN NE ALA ama bilmeyenler için düşündürücüdür. Allah (CC) bizi ıslah eyleye. Doğruyu söylemek gerekirse, işimiz çok zor demektir. Amacım kişilerin hak, hukuk ve fikirlerine karışmak ve onları zayıf yönleri ile yargılamak, sorgulamak hakkına asla SAHİP DEĞİLİM, saygı duyarım ama sözlerimin yanlış anlaşılmamasını da temenni ediyorum. Ancak şöyle bir de gerçek var ki; kardeşin, kardeşini uyarmaya da hakkı var diye düşünüyorum. Sonra; bizim inancımızda biliniz ki İSTİŞARE, CİHAT VE TEBLİĞ vardır. Bakınız; bizim Müjdeleyici son Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Efendimiz; Müşriklere İslam Dini’ni Tebliğ ederken ve yayarken müşrikler inanmazlar. Bu olayın sonunda Allah –u Ta ala şöyle emreder. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Efendimiz’e, “De ki: Ey kâfirler! Ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmiyorsunuz. Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmezsiniz. O halde sizin dininiz size, Benim dinim Bana. (Kâfirun Suresi)”diye buyuruyor.

  Bakıyorum da şu karmaşık dünyada proje, plan ve programların insanları sorguladığı günlerde; Amerika müttefik olduğu, birliktelik sözleşmesi yaptığı, Türkiye’nin Ordusu’nun üstüne Kahraman Mehmetçikle savaşmak üzere PKK ve benzeri terör örgütlerini gönderiyor. Silah ve cephane veriyor. Bir bakıyorsun İsrail, Filistinlilere ve Suriyelilere saldırıyor. Bakıyorsun, Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki adalarının karşısında ki; Yunan adalarına ve iç bölgelerine; Amerika onlarca üs kurarak, adeta Türkiye’yi; Ege Denizi kıyılarında kuşatmış gibi beyinlerde soru yumağı oluşturuyor. İşin aslı bana şöyle çağrışım yapıyor. İsrail Siyonizm’i, Yunanistan ise Helenizm’i hortlatmaya çalışıyorlar ama bence yanılıyorlar. Bunlar da herhalde; tarihlerini bilmiyor diye düşünüyorum. Bu devletlerin her hal de bir ders daha alması gerek diye düşünüyorum. Ama bunları ŞIMARTAN; bunlara destek veren ise maalesef, güya müttefikimiz olan Amerika ve türevi devletlerdir. Bilmiyorum ama bizim milletimiz bu gizli projeleri biliyor mu? Ya da ne kadar biliyor? Sanki Yunanistan, SERÇENİN, ŞAHİNE KAFA TUTMASI MİSALİ, Türkiye’ye kafa tutma gafın da; adaları işgal etmeye kalkışıyor. Ama az kaldı. Amerika’nın da dünyada ki HEGOMANYASI SONA ERECEKTİR! İşte onun için diyorum ki;  dünya bir yerlere eviriliyor. Atalarımız,”Çok parada HARAM; çok lafta YALAN var.”demişlerdir. Amerika dünyaya hâkim olmak için ha bire NATO’yu üye devletlerle genişletmeye uğraşıyor ama NERDE ÇOKLUK; ORDA PİSLİK olduğunu herhalde bilmiyordur. Herhalde Amerika, Dimyet’e pirince giderken, evdeki bulgurdan olacağını bilmiyor. Onun içindir ki, Yunanistan’a; güvendiği dağlara çok kar yağacağını HATIRLATMAK İSTERİM! Diğer taraftan acaba; Amerika burada ne yapmak istiyor? Diye düşünüyorum. Öbür taraftan Ukrayna – Rus Savaşı bölgede, çok tehlike arz ediyor.

  Rusya, Ukrayna’yı resmen ACIMASIZCA, işgal etmeyi sonlandırmak üzeredir. Tüm dünya devletleri ise seyrediyor. Yani gücü yeten, gücü yetene saldırdığı gibi; kimin eli kimin cebinde olduğu belli değil. Bu gidişat sanki bir devlet; bir devleti ya da bir bölgeyi işgal etmek ve teslim almak için surdan giderayak, BİR GEDİK AÇMAYA BENZİYOR diye düşünüyorum. Eğer bu süreç insani ve akıl yolu ile öyle veya şöyle durdurulamazsa Allah (CC) Esirgeye, dünya tam bir ATEŞ TOPUNA döner ve Allah (CC) bilir ya; dünyanın sonu mu geliyor? Diye düşünmemek olmuyor. Çünkü tarihe baktığımız zaman; olaylar, savaşlar, sahiplikler ve hâkimiyetlikler hep böyle olmuştur. Bakınız;

  Ortadoğu dünyanın; Türkiye de Ortadoğu’nun, İNCİSİDİR. Ortadoğu ve Türkiye coğrafyaları, Zenginlik ve Stratejik konumu bakımından dünyayı kıskandıracak kadar önemlidir. Onun için dünya savaşlarının birçoğu ya burada olmuş ya da buradan başlamıştır. JEOPOLİTİK bakımından ise Avrupa ile Asya gibi kıtaların birbirlerine bağlanmasını sağlayan, köprü konumunda ve stratejik önemi büyüktür. Tarihte bir zamanlar; umudun, güvenin, insanlığın, dostluğun, kardeşliğin ve Millet-i Sadıka (Sadık millet anlayışı)’nın yeşerdiği, zirve yaptığı Ortadoğu toprakların da ne yazık ki; şimdi, kan ve gözyaşları hâkim değil mi? Peki, biz ne yapıyoruz? Daha doğrusu, bizim ne yapmamız lazımdır? Soruyorum; yüzde kaçımız kitap okuyor ve bu toprakların tarihini araştırıyor ve biliyor muyuz? Sizden yüzüm kara, utanarak söyleyim ki; HAYIR! Osmanlı Tarihi’ni biliyor muyuz? HAYIR! Cumhuriyet Tarihi’ni biliyor muyuz? HAYIR! Türk’ün varoluş Tarihi’ni biliyor muyuz? HAYIR! Peki, Ortadoğu’da, Anadolu’da ve dahi dünyada; fitne – fesadın kol gezdiğini, cirit attığını, proje geliştirip plan yaparak; masum insanları katlettiğini, Müslümanları ve Müslüman Türk Devletleri’ni, hele, hele Türk Adı’nı dünyadan silmek, kaldırmak, yok etmek için ukalam un gibi bin bir şekle girdiğini ve renk değiştirdiğini biliyor musun? HAYIR! E… kardeşim sen ne biliyorsun bana bi söyler misin? Bakınız; bahsettiğimiz Mübarek, Kutsal topraklardır. Neden okuyup, araştırıp öğren mi yorsunuz? Seni gafletten, uykudan illa düşman mı uyandıracak? İlahi Huzur da O Yaradan’a ne cevap vereceğiz? Eğer ben; illa da Meyyit-i Müteharrik olarak yaşamak istiyorum. Böyle yaşamayı seviyorum diyorsan; var yaşa. Sana perde olan yok. Var istediğin gibi yaşa. Olsa, olsa adınıza birazcık, kardeş olarak üzülürüz ama yine hesabı Allah (CC)’ya verirsin, o kadar. Benden söylemesi. Bakınız: İbrahim Enes Duruay, Şam’dan Kudüs’e Yetim Topraklar adlı eserinde ne diyor? Ve Ortadoğu’yu müsaadenizle nasıl tanıttığına, nasıl tarif ettiğine bakalım. Kısaca Orta Doğu: “ Bir çocuğumuzu bilhassa dünyada olan biteni merak eden, okuyan, düşünen, hayata farklı bakış açıları ile bakabilen, hakikatin batıl ile mücadelesinde hakikatten taraf olan, zulmün olduğu yerde sessiz kalmayan gençliği doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren hareketli ve çok sıcak gelişmelerin yaşandığı, cadı kazanı gibi cayır, cayır yanan Ortadoğu’ya bakalım. Ortadoğu diye adlandırdığımız coğrafya üç kıtanın (Asya Avrupa ve Afrika kıtalarının) birleştiği bölgedir. Bölge Yunanistan’dan Türkistan’a, Umman’a, Libya’ya kadar uzanmaktadır. Anadolu’yu da içine alan Ortadoğu bölgesi günümüzde otuz beş ülkenin var olduğu, daha doğrusu; bir kısmının var olma mücadelesi verdiği bir coğrafyadır. Burada aynı eserde yer alan Sayın Cemil Meriç hocamın bir sözünü yazmadan geçemeyeceğim. Cemil Meriç, “ Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur. Ben Allah (CC)’un tarafındayım.” Diyor.

  İnsanlık tarihinin burada başlamış, ilk insanlar da yaşamak için Ortadoğu topraklarını tercih etmişlerdir. Aynı zamanda Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de adı anılan, hürmet duyduğumuz birçok peygamberin vatanıdır Ortadoğu. Bu münasebetten dolayı da ayrı bir önemi vardır bu toprakların. Biz Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler için.

    Topraktan ilk yaratılan, ilk örtünen, ilk inanan insan Âdem Peygamber(as)’in yaşadığı bölgedir Ortadoğu.

     “Ey kavmim, hala sakınmayacak mısınız?” diye soran – Peygamberin – Hud(as)’un vatanıdır Ortadoğu.

      Sıdık Peygamber İdris(as)’in, sözünde doğru İsmail(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Ayet – i Kerime’de Salih kimselerdendir diye bahsedilen İshak(as) Peygamber’in ve en hayırlılardandır diye kendisinden bahsedilen Zülkifl(as) ve Elyasa(as) Peygamberlerin vatanıdır Ortadoğu.

            Kavmine dönüp “İyilik dururken niçin kötülüğü istiyorsunuz?” diye soran Salih(as) Peygamber’in, Rabbine “Zalimlerin yok oluşunu arttır.” Diye dua eden Nuh(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Zalimin oyununu bozan İbrahim(as) Peygamber’in İbrahim’e ve eşine müjdelenen Peygamber Yakup(as)’un vatanıdır Ortadoğu.

            Rüya tabiri ilmi öğretilen Yusuf(as) Peygamber’in ve Allahu Teâlâ’yı çok tespih ettiği için bir balığın karnına alınarak, hayatı bağışlanan Yunus(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Ayet–i Kerime’de “Kulumuz Eyyub’u da an!” diye kendisinden bahsedilen sabrın sultanı Eyyüp(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            “Yeryüzünde fesat yaparak azmayın!” diye kavmini uyaran Şuayip(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Kavmini zalim firavundan kurtaran Musa(as) ve daha çocuk yaştayken hikmet verilen Yahya(as) Peygamberlerin vatanıdır Ortadoğu.

            Rabbim’in merhametinden peygamber olarak ihsan edilen Harun(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Dağlar ve kuşlar emrine verilen Süleyman(as) Peygamber’in Ayetlerde,”Davud’a da Zebur’u verdik.” Diye kendisinden bahsedilen Davud(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            İffetli bir hanım Meryem(as) ve kendisine İncil kitabı indirilen Allah’ın elçisi(Meryem’in oğlu) Mesih İsa(as) Peygamber’in vatanıdır Ortadoğu.

            Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusu, beraberindekilerin kâfirlere karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametli olduğu Âlemlere Rahmet Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(SAV)’nın vatanıdır Ortadoğu.

            En Sevgili’nin yaşadığı, sokakları gül kokulu hatıralarla dolu, mukaddes üstü mukaddes, MEKKE VE MEDİNE’DİR Ortadoğu.

Adı anıldığında yüreğimizi titreten şehir KUDÜS ve şehri anlamlı kılan mabet, MESCİD-İ AKSA’DIR Ortadoğu.

Hazreti Peygamber’in fethini müjdelediği, yedi tepe üstüne kurulan şiir gibi bir şehir İSTANBUL’DUR Ortadoğu.

Peygamberler şehri DİYARBAKIR’DIR Ortadoğu.

Dostluğun, kardeşliğin, samimiyetin şehri BAKÜ’DÜR Ortadoğu.

İnsanlar için büyük ibretler barındıran şehir ERİHA’DIR Ortadoğu.

Medeniyetin şehri ŞAM’DIR Ortadoğu.

ACININ şehri GAZZE’DİR Ortadoğu.

Mermi seslerinin çocuklara ninni olduğu, bombaların gölgesindeki HALEP’TİR Ortadoğu.”

Saygıdeğer okurlarım. Zenginlik kaynaklarının olduğu bu Ortadoğu Coğrafyası, görüldüğü gibi JEOPOLİTİK ve de; Stratejik bakımdan çok önemlidir. Peki, bizler buranın tarihini biliyor muyuz? Bakınız:

Peygamber’imizin sevgisine mazhar(Layık) olan, çağ kapatıp çağ açan gencecik, 21 yaşında ki Fatih Sultan Mehmet; İstanbul’u almak için Edirne de plan proje yapıyor. Her yaş için söylüyorum. Anadolu’muz ve kan ve gözyaşları döken Ortadoğu için ne düşünüyor ve ne yapıyoruz. Çok, çok daha çok düşünmemiz lazım değil mi? Evet. Yazımın başlığının anlamına dönüyorum. Düşmanların hamile bacılarımızın karnını yararak ceniyi havaya atıp altına süngüleri tutarak, süngülere dizdiklerini biliyor muyuz? Dursun Çavuş’un kafasını kesip top oynadıklarını biliyor muyuz? Kozan’daki Müslüman Türk çocuklarını ana ve balarına etlerini yedirmek için çocukları kazanlarda kaynatıp pişirdiklerini biliyor muyuz? Zamanı geldiğinde: Yani Türkiye’ye hâkim oldukların da; Barthemalos’un GÖREV YAPTIĞI Kilise’deki ve açılmasına şimdilik izin verilmeyen; ancak hâkim oldukları bir zaman da, KİN KAPISI diye adlandırdıkları kapının; ancak bu kapıda Müslüman Türk Milleti’nin; bir İMAMININ ASILMASI sonunda; ASILACAĞINI ve o kapının da ondan sonra AÇILACAĞINI biliyor muyuz? K. Maraş’ın Süleymanlı bölgesinde Müslüman Türk insanlarını, yüksek olan köprüye toplayarak, oradan diri, diri tepeleri aşağı attıklarını maalesef bili yor muyuz? Ne yazık ki HAYIR. Bilmiyoruz. Çünkü Tarihimizi bilmiyoruz ki?  Lütfen; bunları bilelim. Neden? Çünkü okuyup araştır mı yoruz da ondan. YAZIK… Neyse. Daha binlerce, milyonlarca belgeli olaylar vardır. Buraya kaçını, hangisini yazalım? Takdir edersiniz ki; mümkün değil. Neyse;

Biliniz ki, bu dünya yalandır. Bu dünya da hiç kimse baki değildir. O hal de, var oluş mücadelemizi, hiçbir zaman geri kalmadan; SÜRDÜRMEMİZ LAZIM diyorum.  Gelecek kuşaklara; örnek olacak şekilde taşıyalım. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Onun için diyorum ki; küresel güçlerin, fitne – fesatların dünyada ve bilhassa; Ortadoğu coğrafyasında, Türk ve Müslüman devletleri yok etmek için hele, hele de Türk adını dünyadan silmek için kurguladıkları büyük oyun, strateji ve planları, tahminim vatandaşlarımızın yüzde doksan beşi bilmiyor diye düşünüyorum. Çünkü bilselerdi; şu andaki kargaşa ve KAOS YAŞANMAZDI. Diye düşünüyorum.

 Şu sözü de lütfen unutmayalım.

“Yol ile yolcu arasındaki mesafe, kapının eşiği kadardır.”

                           Boşnak atasözü

Görevimizi bilelim.

SON SÖZ: Yukarda bahsettiğimiz, Ortadoğu Coğrafyası’nın HASSASİYETİNE binaen verdiğimiz bilgiler doğrultusunda, tavır alıp vatandaşlarımızın, hangi fikirde, hangi zikirde, hangi partide ve hangi görüşte olduğuna bakılmaksızın Milli ve Manevi değerler etrafında kenetleşerek; bir ve beraber olmaya ODAKLANMAMIZ LAZIM diyorum. Çünkü FİTNE – FESAT, İÇ VE DIŞ HAİNLER, bir değil; üç değil; tam, BEŞ KOLDAN SALDIRMAKTADIRLAR! Allah (CC) Rızası için; Hacce kızı vermeyelim.  Mehmetçiğimizi KAHRETMEYELİM ve küstürmeyelim. İslam Coğrafyası olan bu Ortadoğu’ya eğer; sahip çıkamaz isek, inanın; Ecdadımızın kemikleri sızlar. Dolayısıyla EMANETE SAHİP ÇIKMAMIŞ OLURUZ. Onun için 2023 Genel Seçimi çok önemli olup; adeta, bu zamanın önemli bir tarihi, dönüm noktası olarak görüyorum. Benden son olarak SÖYLEMESİ! 2023 Genel Seçimi için şimdiden GAZANIZ MÜBAREK OLSUN! Allah (CC) yar ve yardımcımız olsun. Allah-u Te ala insanlarımızı ıslah eyleye!   

Başka bir önemli konuda buluşmak üzere; kalın sağlıcakla!

Hamza Eser

Araş. / Yaz. 0535 214 1515 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum